REM Uykusu Davranış Bozukluğu
REM Uykusu Davranış Bozuluğu (RDB), REM uykusu sırasında görülen rüyaların içeriği ile uyumlu olarak, hastanın kendisine ve çevresine zarar veren, şiddet içeren davranış ve hareketlerde bulunması olarak tanımlanabilir.
Bu davranışlar; konuşma, gülme, haykırma, yakalama, boşluğa yumruk atma, tekmeleme, ayağa kalkma veya yataktan sıçrama gibi uykuyu bozan, hastayı ve çevresindekileri yaralayıcı potansiyeli olan anormal veya zarar verici hareketlerle karakterizedir. Gecede birkaç defadan fazla tekrar edebilir. Atak sırasında hastanın gözleri sıklıkla kapalıdır. Hasta olup bitenin farkında değildir.
Gençlerde daha nadir görülmekle birlikte 50 yaş üzeri erkeklerde daha sıktır.
Ayrıca Parkinson hastalığı ve bazı dejeneratif beyin hastalığı olan bireylerde sık görülür. Bunun yanısıra REM uyku davranış bozukluğu tanısı konulan kişilerde ilerleyen yıllarda Parkinson hastalığı gibi dejeneratif hastalıkların görülme olasılığı daha yüksektir.
REM Uykusu Davranış Bozukluğu, hızlı göz hareketlerimiz ile karakterize, solunumda ve göz hareketlerinde rol oynayan kaslarımız hariç tüm kasların felç haline geldiği ve rüyaları gördüğümüz uyku evresi olan REM (Rapid Eye Movement) uyku evresi sırasında, kasların çeşitli nedenlerle aktif kalması ile ortaya çıkar. Böylelikle kişi gördüğü rüyadaki davranışlar doğrultusunda karmaşık davranış ve hareketler sergiler. Bir anlamda gördüğü rüyayı 'canlandırır'.
Bu canlandırma, hastaların uykuda yaralanmasına yol açabilir. REM uykusu davranış bozukluğu olan hastaların %33- %65’inin, uykuda kendilerini veya yatak partnerlerini yaraladıkları, bu yaralanmaların kendilerinde ve yanlarında yatan kişilerde morluklara, sıyrıklara, kesiklere, hatta beyin kanamalarına yol açabildiği bildirilmiştir.
REM uykusu davranış bozukluğu tanısı uyku testi 'polisomnografi' ile konulur. REM uyku davranış bozukluğu saptanan hastalarda altta yatan başka önemli tıbbi ve nörolojik hastalıkların olabileceği unutulmamalı ve bu hastalıklar dışlanmalıdır.
Tedavide ilk basamak hastanın ve yatak partnerinin güvenliğini sağlayıcı özel önlemler almaki hasta ve hasta yakınlarını bu konuda bilinçlendirmek gerekir. Ayrıca tedavide kullanılan pek çok ilaç seçeneği de hastanın özelinde hekim tarafından belirlenmelidir.